Maraş’ta yaşanan depremlerin ardından eğitim ve öğretim dönemi yeniden başlıyor. Uzmanlar, okulların kapılarını açacağı ilk günlerde öğrencilere dikkatle yaklaşılması gerektiği konusunda uyardı. Ailelerin ve öğrencilerin bu zor zamanlarda sıkıntı yaşayabileceğini belirten Uzman Klinik Psikolog Elvan Akı Konuk, yaşadıklarını konuşarak anlatmak istemeyen öğrencilerin çizerek ya da yazarak anlatmasına izin verilmesi gerektiğini söyledi.
‘Dinlemek için zaman ayırın’
Habertürk’ün haberine göre önümüzdeki haftadan itibaren deprem bölgesi dışındaki bölgelerde de okulların açılacağını hatırlatan Konuk, “Bu zor zamanlarda çocuklar ve aileler kadar öğretmenler de tedirgin. İlk derste hızlı bir şekilde derslere başlamak yerine çocukları dinlemek çok daha uygun olacaktır. Bu süre zarfında çocukların barınma ortamında nelere maruz kaldığını bilmiyoruz. Uygunsuz beyin sarsıntısı görüntülerine, haberlere, olumsuz telaffuza veya aile hayatına maruz kalmış olabilirler ve hatta depremin kendisini yaşamış olabilirler. İlk derste hızlıca bilgi verip anlatmak yerine dinlemeye zaman ayırmanız çok daha değerli ve yumuşatıcı bir etki yaratacaktır.”
Konuk, bu dönemde çocuklarla neler yaptıklarını, neler yaşadıklarını konuşmak ve duygularını dinlemek gerektiğini söyledi. Konuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocukların tüm duyguları sabır ve şefkatle kucaklanabildiği sürece öğretmen rolünün o an nasıl olması gerektiği değerli değil. Bazı çocuklar konuşmak istemezken bazıları konuşmak istemeyebilir. Yazarak veya çizerek açıklamaları istenebilir. Çocuk bunlardan herhangi birini yapmak istemiyorsa konuşmaya zorlanmamalı ve zaman verilmelidir. Çocuklar gözlemlenmelidir. Çocuklarda içe dönüklük, saldırganlık, sıra dışı davranış ya da duygular varsa bu çocuklar mutlaka travma ile çalışan uzmanlara yönlendirilmelidir. Lise dönemindeki gençler ise kendilerini daha iyi ifade edebilmekte ve kendileri hakkında konuşabilmektedirler. Peki, ‘Nasıl hissediyorsun, kim anlatmak ister?’ sorusuyla başlayabilirsiniz. Hissettiklerini düzeltmek değil, sadece dinlemek, anlaşıldıklarını hissettirmek gerekiyor. ‘Seninle aynı şeyleri hissettim, neler hissettiğini tahmin edebiliyorum’ denilerek anlaşıldığı gösterilebilir.
‘SORULAN SORULARI CEVAPLAMAK İÇİN DİKKATLİ OLUN’
Sohbet sırasında çocuklardan çok sayıda soru gelebileceğini ifade eden Konuk, “Bu sorulara hızlı yanıt vermek yerine ne sorduğunu anlamaya, bilmeden çok fazla bilgi vermemeye ve sadece çocukların sorduğu sorulara yanıt vermeye özen gösterilmelidir. sormak. Bir çocuğun söylediği, diğer arkadaşlarına zarar verebilecek, onları endişelendirebilecek sözler varsa, “Biliyorum çok şey anlatmak istiyorsun, çok şey duydun ve gördün” diyerek onları yönlendirmek çok daha doğru bir yaklaşım olacaktır. , Teneffüste bana detaylıca anlatmanı istiyorum, seni dinlemek istiyorum” diyerek hemen susturmak yerine. Bunun dışında akademik performans ve derslerin yanı sıra gerginliklerini ve kaygılarını atabilecekleri hareket alanları ve oyun saatleri tanınmalıdır. Öğretmenleri, kendinizi rahat hissettiğiniz kadar onlara sarılmalarına ve onlarla iletişim kurmalarına izin vermeli.”
Öğretmenlere tekliflerde bulunan konuk sözlerini şöyle tamamladı: “Öğretmenlik tecrübeye dayalı bir meslektir. Belki de bunu daha önce hiç yaşamadınız. Hedefinizin travmayı iyileştirmek değil, şefkatli, kapsayıcı ve güvenli bir yaklaşım benimsemek olduğunu kendinize hatırlatın. Herkes gibi çok çeşitli duygulara sahip olabileceğinizi kabul edin. O halde kendi duygu düzenlemenizi sağlayabilmeniz, çocuklara yaklaşımınız ve onlarla olan iletişimimiz açısından çok değerli olacaktır.” (HABER MERKEZİ)
